Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4104 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5798 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/09/2009 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/11/2010 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davalı ... başkanlığının sorumluluk alanındaki cadde, sokak ve genel aydınlatma yerlerinde tüketilen elektrik bedelinin ödetilmesi istemine ilişkin olup, yerel mahkemece istem kabul edilmiş: karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sokak aydınlatmaları nedeniyle harcanan elektrik bedelinden kaynaklanmaktadır. 1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinde, ibadethane ve genel aydınlatma yerlerinin tükettikleri enerjiden ücret alınmayacağı belirtilmiştir. Bu konuda 4736 sayılı Yasa'ya dayanılarak çıkarılan 4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeniden düzenleme yapılmıştır. 23/05/2002 tarih ve 24763 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 1. maddesinin 4. fıkrasının verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 12/04/2002 tarihli Bakanlar Kurulu Kararında ise genel aydınlatma yerleri (il, ilçe, belde ve köylerdeki cadde ve sokak ile kamuya ait ücretsiz girilen park ve bahçe gibi halka açık yerler) indirimli tarifeden yararlanacak abone grupları arasında sayılmış, "indirimli tarifelerin belirlenmesi başlıklı 3. maddesinin f bendinde ise genel aydınlatma yerlerinin elektrik enerjisi yıllık giderlerinin belediye sınırları içinde ilgili belediye, belediye sınırları dışında ise ilgili il özel idare bütçesinden karşılanacağı kuralına yer verilmiştirDavacı, bir kamu kurumu olan davalı ...'nin 12/04/2002 gün ve 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile genel aydınlatma hizmeti ile görevlendirilmiş olması nedeniyle belediye sınırları içindeki cadde ve sokak lambalarına ait genel elektrik tüketim bedellerini ödemesi gerektiği iddiası ile eldeki davayı açmıştırAynı konuda, İl Özel İdaresi aleyhine açılmış bulunan emsal dava dosyasından elde edilen bilgi ve belgelere göre; ... İl Özel İdaresi tarafından, Anayasanın 127. maddesi uyarınca mahalli idarelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenlenebileceği, Bakanlar Kurulu Kararı ile İl Özel İdarelerine genel aydınlatma görevi verilemeyeceği ileri sürülerek 12/04/2002 tarihli Bakanlar Kurulu Kararının eki kararın, İl Özel İdaresi ile ilgili bölümünün iptali için dava açıldığı,...10. Dairesince, yapılan yargılama sonucunda 'İl Özel İdare Kanununda aydınlatma görevi ile ilgili özel bir hüküm yer almamakla birlikte İl Özel İdaresinin görevi gereği yaptığı hizmetlerin aydınlatmayı da kapsaması, İl Özel İdaresi Kanununca verilen bayındırlık hizmetinin yürütülmesi görevinin aydınlatmayı da kapsadığı genel aydınlatma giderinin İl Özel İdare bütçelerinden karşılanmasının mümkün bulunduğu' gerekçesi ile iptal isteminin reddine karar verilmiş olduğu, bu kararın temyiz edilmesi üzerine İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından, "...Anayasa'nın 127. maddesine göre mahalli idarelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla belirlenebileceği, kanunla verilen bayındırlık hizmetinden yol, su, kanalizasyon hizmetlerinin anlaşılması gerektiği, aydınlatma hizmetinin bu kapsama girmediği, yorum yoluyla bir yükümlülük yaratılmasının hukuken olanaklı olmadığı..." gerekçesi ile kararın bozulduğu ve...10. Daire tarafından bu bozma kararına uyularak dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının eki kararın 3. maddesinin f bendi 1. fıkrasındaki "...belediye sınırları dışında ilgili il özel idare bütçesinden..." ibaresinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.Ayrıca, yerel mahkemece karar verildikten sonra 03/03/2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6113 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun'un 4.maddesinde: "...Bu kanunun yayımından önceki ay sonu itibariyle tahakkuk eden ve bu kanunun yayımı tarihi itibariyle ... Anonim Şirketi ve sermayesinin tamamı kendisine ait dağıtım şirketlerine ödenmemiş olan; a) İl Özel İdareleri ve Belediyelerin genel aydınlatma bedeli..., Tahakkuk ettirilen elektrik kullanım bedelleri borçlarının tamamı ile fer'ileri terkin edilmek kaydıyla öncelikle Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerine olan borçlardan, bakiye tutar ise ... Bakanlığına olan borçlardan mahsup edilir." Usul ve Esaslar başlıklı bölümün 3. maddesinde de, "...bu kanun kapsamındaki uygulamalara konu alacak ve borçlara ilişkin olarak yargı mercilerinde bulunan davalardan vazgeçilir ve verilmiş olan kararlar üzerine ayrıca bir işlem yapılmaz." 4. maddesinde, dağıtım şirketlerine mezkur kanun kapsamında borcu olan kamu kurum ve kuruluşları 01/01/2009 tarihine kadar olan borçları için bu kanunla getirilen hükümlerden yararlandırılırlar." biçiminde düzenleme getirilmiştir. Emsal dava dosyalarından da borçların terkin ve mahsup işlemi yapıldığından bahisle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde kararlar verildiği de bilinmektedir.Şu durumda yerel mahkemece, öncelikle eldeki bu davanın konusunu oluşturan alacak için de kararın verilmesinden sonra yürürlüğe giren 6113 sayılı Kanun kapsamında terkin ve mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı, davalı belediyenin bu kanunla getirilen hükümlerden yararlanıp yararlanmadığı, ... Bakanlığı ile ... Bakanlığından sorulmalı ve belirlenecek duruma göre karar verilmelidir. Mahsup ve takas işleminin yapılmayacağının anlaşılması halinde ise davalı tarafın sorumluluğunun kaynağının Bakanlar Kurulu Kararı olması nedeniyle belediye ile ilgili bölümün iptali için de dava açılıp açılmadığı araştırılmalı, İl Özel İdaresi tarafından açılan iptal davası sonucunda verilen karar da tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuca göre karar verilmelidir. Açıklanan nedenler karşısında yerel mahkeme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.