Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4087 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1301 - Esas Yıl 2015
Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/07/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet nedeni ile reddine dair verilen 27/08/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, Adana İl Jandarma Komutanlığı'nda istihbarat şubede görevli olup MİT tırlarını durduran ekip içinde olduğunu, bu olaydan sonra bazı basın organlarında haklarında Suriye lehine casusluk yaptıkları şeklinde haberler yapıldığını, davalı Başsavcı vekilinin bu haberleri asıl kabul ederek haklarında soruşturma başlattığını, sonrasında paralellerin inine girildi şeklinde haberlere devam edildiğini, davalının katkısı ile aile onuru, meslek onuru, şerefi ve hayatının karartıldığını, hakkında hazırlanan iddianamenin kabulünden bir hafta öncesinde iddianame içeriğinde yer alan konular hakkında haber yapılmaya başlandığını, iddianamenin detaylarının basına servis edilmesinden davalının sorumlu olduğunu, lehine hiçbir delil toplanmadan iddianame hazırlandığını beyanla uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, halen Adana Başsavcı vekili olarak görevli olduğunu, 5271 sayılı CMK'nın (Ek:18.06.2014-6545/70 md ile değişik ) 141/3. maddesi uyarınca yaptığı iş nedeniyle aleyhinde tazminat davası açılamayacağını yalnız Devlet aleyhinde açılabileceğini, öncelikle bu davanın pasif husumet ehliyeti olmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden de kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.18/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 70. maddesi ile 5271 sayılı CMK nın 141. maddesine 3. fıkra olarak eklenen madde hükmü uyarınca “Birinci fıkrada yazan haller dışında suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk halleri de dahil olmak üzere hakimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhinde açılabilir. “Aynı Kanun'un 142. maddesinde ise tazminat isteminin zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanacağı hükmü bulunmaktadır.Mahkemelerin görevi kamu düzenini ilgilendirdiğinden öncelikle bir davanın görevli mahkemede görülmesi, husumetin de görevli mahkemece nazara alınması gereklidir. Şu durumda, mahkemece anılan yasal düzenlemeler uyarınca eldeki davaya bakma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olması nedeni ile öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.