Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... adına ... ve diğerleri aleyhine 07/08/2003 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... Dergisi'nin 16-22/07/2003 günlü sayısında “...” başlığı altında “...” alt başlığı ile devam eden üç sayfalık haber içeriğinde kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu, on yıllık belediye başkanlığı dönemindeki çalışmaları nedeni ile kendisinin hedef haline getirilmek istendiğini beyanla uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar, dava konusu haberin gerçek ve güncel olduğunu, haber verme ve toplumunda haber alma hakkı kapsamında özle biçim arasındaki denge bozulmadan yazıldığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu yayın nedeniyle davalı ... hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasında mahkemece cezalandırılmasına karar verildiği, temyiz edilmesi üzerine Yargıtayca dosyanın zamanaşımından düşürüldüğü, ceza mahkemesince belirlenen maddi olguların hukuk hakimi yönünden de bağlayıcı olduğu, gerçekten de yayın içeriği incelendiğinde, belediye başkanı olan davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden sözlerin kullanıldığı kanaatine varılarak davalılar ... ve Şirzat Bilaller hakkındaki manevi tazminat isteminin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur. Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır. Somut olaya gelince; davacı İstanbul/Esenyurt ilçesinde uzun süre belediye başkanlığı yaptığından toplum nazarında tanınmış bir kimsedir. Dava konusu yayın nedeni ile davalı T.. O.. hakkında davacıya yönelik hakaret suçundan kamu davası açılmış ve mahkumiyetine karar verilmiş ise de dosya temyiz incelemesinde zamanaşımına uğradığı için düşürüldüğünden ortada hukuk hakimi yönünden bağlayıcı nitelikte bir mahkumiyet kararı bulunmamaktadır. Dosya arasında bulunan Jandarma Genel Komutanlığı İl Jandarma Komutanlığının Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği 2002/6 nolu ön çalışması yazılı evraklarda, İl jandarma Komutanlığınca yapılan istihbari çalışmalar ve elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi neticesinde görevli J.ütğm. K. A. ve Y.Ö hakkında ortaya çıkan şaibeler nedeni ile görevlerinden uzaklaştırılarak geçici olarak başka yerde görevlendirildikleri, haklarındaki şikayet dilekçesi içeriklerinin açığa kavuşturulması amacı ile bir heyet oluşturulduğu, araştırma ve soruşturma sırasında Büyükçekmece genelinde E.T liderliğinde faaliyet gösteren bir suç örgütünün varlığı ve eylemleri tespit edilmiş, toplanan bilgiler derlenerek İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordine kurularak proje çalışması yapılması uygun görülüp rapor halinde Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği anlaşılmakta olup, Temmuz 2002 tarihli belgelerin içeriklerinde ... liderliğindeki suç örgütünün halen İstanbul 1 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılaması devam eden ... liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütü ile de iltisaklı olduğu, taksi durakları ve ticari taksi plakaları konusunda birlikte hareket ettikleri,...çıkar amaçlı suç örgütüne askeri ve diğer kamu kurum personeli ile halen yargılamasına devam edilen ... ve yandaşlarının dahil olduğu, ve benzer içerikte birçok bilgilinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu çerçevede haber tarihinin öncesinde içinde asker, belde başkanı ve davacının da bulunduğu kişiler hakkında suç işlemek için örgüt kurma, örgüte üye olma suçlarından Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının istemi ile Jandarma Genel Komutanlığı İl Jandarma Komutanlığı nezdinde inceleme yapıldığı anlaşıldığına göre dava konusu yayının haber niteliğinde olduğu, adli bir soruşturmanın davalı dergide toplumun bilgisine sunulduğu, ülke gündemini meşgul eden ve yayınlanmasında kamu yararı bulunan güncel nitelikteki soruşturma kapsamında davacının da isminin geçtiği anlaşıldığından yayının görünür gerçeğe uygun olup kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği anlaşılmıştır. Şu durumda mahkemece, dava konusu haber içeriğinin gerçek ve güncel olup kamu yararı taşıması nedeni ile istemin tümden reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ...'in öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.