Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3990 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 482 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/05/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yargı yolu nedeniyle davanın reddine dair verilen 14/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yargı yolu nedeniyle dava dilekçesi reddedilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, TÜİK’te kamu görevlisi olduklarını, davalının kızının da mühendis olarak bu kurumda çalıştığını, davalının kızının mevzuata uygun olarak atama ve nakil işlemlerini gerçekleştirdiklerini, buna rağmen davalı tarafından kişilik haklarını zedeleyici ithamlarla BİMER’e şikâyet edildiklerini belirterek uğramış oldukları manevi zararlarının giderilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacıların kamusal görevleri açıklanarak Anayasa’nın 129/5. maddesi gereğince kamu görevlilerinin görevlerini yaparlarken işledikleri kusurları nedeniyle tazminat davalarının idare aleyhine açılabileceği gerekçesiyle dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. Ne var ki, bu kural mutlak olmayıp; idari yetkilerin kullanılma alanı ile, eş anlatımla, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Özellikle, haksız eylemlerde (fiili yol); kamu görevlisinin, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.Anılan hükümler kapsamında değerlendirilmesi gereken taraf davalıdır. Başka bir anlatımla davacıların kamu görevlisi olup olmamaları ilgili hükümlerin uygulanmasında değerlendirilmez. Bu durumda, isnat edilen eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen kişinin (davalının) kamu görevlisi olup olmadığı, eylemin kişisel kusur mu veya görevden kaynaklanan hizmet kusuru mu olduğu tartışılmalıdır. Eylemin kamu görevlilerinin görevlerini yaparlarken işledikleri kusurlardan kaynaklandığı anlaşılır ise dava husumet nedeniyle reddedilmelidir. Nitekim idari yargıda gerçek kişiler aleyhine dava açılamaz.Somut olayda davacıların, davalının BİMER’e yaptığı şikâyet başvurusunda kişilik haklarına saldırı oluşturacak ifadeler kullandığını iddia ettikleri, davalının dava konusu şikâyet dilekçesinin sonunda Uşak İl Defterdarı olduğunu yazdığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, gerekçe kısmında davacıların kamu görevlisi oldukları hususu tartışılarak, davanın yargı yolu nedeniyle reddedilmesi doğru değildir. Bu davada tartışılması gereken, davalının kamu görevlisi olup olmadığı, iddia edilen eylemin hizmet kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı konularıdır. Ayrıca eylemin hizmet kusuru niteliğinde olduğu kanaatine varıldığında ise verilecek karar davanın husumet nedeniyle reddedilmesi olmalıdır. Çünkü gerçek kişiler aleyhine idari yargıda dava açılamaz.Yukarıda açıklanan hüküm ve ilkeler göz önüne alındığında, davalının şikâyet dilekçesiyle davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunduğu şeklinde iddia edilen eylem açıkça kişisel kusur oluşturur ve kamu görevi ile ilişkilendirilemez. Bu iddiaya dayanan davaların, Anayasa madde 129/5 kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir. Şu durumda, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın yargı yolu nedeniyle reddedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.