Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 398 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 762 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... Güzelkaya vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 06/04/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; a)Dava trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece; maddi tazminat isteminin tümden kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, olay tarihinde karayolunda karşıdan karşıya geçerken davalı sürücünün kendisine çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Yerel mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre, davacının olayın oluşunda 3/8 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, kusur oranı gözetilerek hesaplanan maddi tazminata göre taleple bağlı kalınarak davacının tazminat isteminin tümünün, manevi tazminata ilişkin isteminin de bir kısmının kabulüne karar verilmiştir. Davacının tam kusura dayanarak istekte bulunmasına ve davalının tam kusurlu olmadığı hususunun ortaya çıkmasına göre, istenen maddi tazminattan davacının kusuru oranında indirim yapılmaması doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. b)Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edimemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda; olay tarihi, kusur durumu, yaralanma derecesi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı fazladır. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2-a/b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davalıların öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.