MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... tarafından, davalı ... vdl.aleyhine 26/03/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/04/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar ..., ... ve ... ve davalı ... vekilleri ile davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı ve davalılardan ..., ... ,... ile ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenin kamu görevlileri aleyhine açtıkları manevi tazminat davasıdır.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda; davacının başmüfettiş olarak görev yaptığı sırada aynı kurumda görev yapan kamu görevlisi sıfatını taşıyan davalıların, kin ve nefret duyguları ile hareket ederek davacı aleyhine raporlar düzenlemeleri ve disiplin cezası vermeleri nedeniyle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddia edilerek manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.Şu durumda, yerel mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar gözetilerek, davalılar hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, işin esası yönünden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle davalılar ..., ..., ... ile ... yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.