Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3791 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6534 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İzmir 12. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 17/12/2012NUMARASI : 2012/210-2012/403Davacı İ.. Ç.. vekili tarafından, davalı T.. M.. aleyhine 25/03/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; a-Dava, haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı kurum tarafından dava dışı borçlu aleyhine yapılan icra takibi sırasında, haksız olarak kendisine ait makina ve teçhizatların haczedilerek muhafaza işlemi uygulandığını belirterek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı kurum tarafından dava dışı borçlu aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda borçlunun makina ve teçhizatına haciz işlemi uygulanarak açık arttırma ile satıldığı, bazı menkullerin davacı tarafından açık arttırmada satın alınarak teslim alınmasına rağmen üzerlerine davalı tarafından tekrar haciz ve muhafaza işlemi uygulandığını, davacının açtığı istihkak davası sonucunda haklılığının kanıtlanması nedeniyle istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacının 18/10/2004 tarihinde başladığı plastik poşet imalatı işini 28/02/2005 tarihinde terk ettiği ve faaliyette bulunduğu 2004 Ekim - 2005 Şubat aralığında herhangi bir gelir beyanında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kazanç kaybı konusunda rapor aldırılan bilirkişi kurulu davacının belgelere dayalı kazanç kaybının tespiti mümkün olmadığından, haciz işlemi yapılmasaydı makinaların davacı tarafından çalıştırılacağı varsayımı ile hesaplama yapmıştır. Davacının bağlı bulunduğu Menderes Vergi Dairesince, 05/04/2005 tarihli haciz işleminden iki ay kadar önce 28/02/2005 tarihinde, davacının ticaret işini terk ettiği bildirildiğinden, davacı haksız haciz nedeniyle makinaların kullanılamaması nedeniyle mahrum kaldığı kazanç kaybını talep edemez. Mahkemece, bu makinaların kiraya verilip verilemeyeceği ve kiraya verilebiliyorsa ne kadar bedelle kiraya verilebileceği hususlarının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekiren, eksik inceleme ile karar verilmiş olması dosya kapsamına uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir. b-Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu edilen olayda; davacı tarafından ticaretin terk edilmiş olması ve yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a,b) no'lu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarınan (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.