Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3748 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3802 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... İnş. Ltd. Şti. vd. aleyhine 08/03/2010 gününde verilen dilekçe ile yaralamalı trafik kazası nedenine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, trafik kazası nedeni ile yaralamadan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar; davalılar tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı şirketin maliki olduğu araç ile davalı sürücü ...'ın neden olduğu trafik kazasında yaralanmasına neden olunduğunu beyanla uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalılar ise, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuşlar, istemin öncelikle zamanaşımı nedeni ile reddedilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davalı sürücünün olayda %75 oranında kusurlu olduğu benimsenerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu olayda,davalı ... hakkında ...2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/397 esas ve 2009/1044 karar sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonunda davalının taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 459/2-son maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir. Davalı hakkında uygulanan kanun maddelerinde yazılı cezanın cins ve miktarı itibari ile aynı yasanın 102/4 maddesi uyarınca zamanaşımı süresi 5 yıldır.Dava konusu olayın ise 02/03/2003 günü meydana geldiği,eldeki davanın ise 08/03/2010 günü açıldığı anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde 818 sayılı BK nın 60. maddesindeki 1 yıllık genel kural olan süreden farklı trafik kazasından kaynaklanan tazminat davaları için 2 yıllık zamanaşımı süresi esas alınmış, ancak, eylemin cezayı gerektirmesi durumunda da ceza zamanaşımının uygulanacağı belirlenerek sonuçta, Borçlar Kanunundaki genel düzenleme ile paralellik sağlanmıştır. Davalılar yönünden, uzamış ceza zamanaşımı süresi 5 yıl olup, dava dilekçesi davalı ...'a 23/03/2010 günü tebliğ edilmiş olup 10 günlük cevap süresi içinde 31/03/2010 tarihinde zamanaşımı definde bulunulmuştur. Diğer davalı şirkete de dava dilekçesi 18/03/2010 günü tebliğ edilmiş olup 10 günlük cevap süresi içinde 29/03/2010 tarihinde zamanaşımı definde bulunulmuştur. Bu kapsamda,mahkemece gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.