Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3729 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5494 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/07/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, psikolojik şiddet ve bezdiri uygulandığı gerekçesi ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, ... Üniversitesi Felsefe bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptığını, bölüm başkanı olan davalının hakkında cinsel içerikli dedikodular yaptığını, herkesle cinsel ilişkiye girdiği yönünde sağda solda konuştuğunu, danışmanlık yapmasına, ders vermesine ve erasmus programından yararlanmasına engel olduğunu, görev süresinin uzatılmasına karşı geldiğini, savcılığa asılsız şikayetlerde bulunduğunu, bilinçli ve planlı bir şekilde kendisini yıldırmaya çalıştığını belirterek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, davacının iddiaları sabit görülerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.(T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Kamu görevlisi aleyhine adli yargı yerinde dava açılamayacağına göre kamu görevlisi hakkında adli yargıda açılan tazminat davasında kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekir. Mahkemece husumetten ret kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.