Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3601 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7397 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2012/267-2013/53Davacı E.. K.. vekili Avukat R..M.. tarafından, davalı A.. B.. ve diğeri aleyhine 20/04/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 24.04.2011 tarihli Denge Gazetesinde yer alan “Kapasiteli İnsanla Sohbet Etmek Bir Başka Oluyor“ başlıklı köşe yazısında kendisinin de içinde yer aldığı Ak Parti Samsun milletvekili aday adayları ile ilgili olarak kişilik haklarını zedeleyici ve kamuoyunda incitici değer yargısı oluşturmaya yönelik sarfedilen sözlerin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalılar, dava konusu edilen yazının içeriğinde davacıyla alakalı kişilik haklarını ihlal edecek nitelikte hiçbir yoruma yer verilmediğini, manevi tazminat talebinin afaki olduğunu beyanla davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, yayının içerik olarak davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre; ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve herbir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur. İfade özgürlüğü sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan “haber“ ve “düşünceler“ için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır; ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır. (Prof.Dr.Osman Doğru-Dr.Atilla Nalbant;İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, Cilt:2, s.365, Nilsen ve Johnsen [BD] 43)İfade özgürlüğü ayrıca herkesin, demokratik bir toplumun özünde yer alan görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olması anlamına gelmektedir.Gerek Dairemizin, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamalarında kamu görevlilerinin kendilerine yönelik sert ve ağır eleştirilere katlanması gerektiği kabul edilmiş olup davacıda milletvekili adayı olarak kamu görevine namzettir. Yayın içeriği incelendiğinde, genel olarak seçim süreci ve bu sürece dair eleştirilere yer verilmiştir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, açıklamaların genel itibari ile eleştiri sınırları içinde kaldığı, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunmadığı gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.