Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3519 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4834 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı .. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 21/03/2013 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, öğrenci işlerinde görevli olan davalıların, .. mezun olan iki öğrencinin diplomalarını gerekli sürede hazırlamadıklarını ve bu nedenle doktorluk mesleğine geç atanan öğrencilerin maaş kaybına uğradıkları iddiasıyla idare mahkemesine dava açtıklarını, idare mahkemesi tarafından olayda hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle davaların kabul edildiğini ve hükümlerin kesinleştiğini belirterek dava dışı kişilere ödemiş olduğu tazminatın olayda kusuru bulunan davalılardan rücuen tahsilini istemiştir.Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, olayda bir kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların meydana gelen zararda kusurlu oldukları benimsenerek istemin kabulü ile dava konusu tutarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.a) Dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup; rücu davasında sorumlular arasında teselsül hükümleri uygulanamaz. Davalılar ancak kusurları oranında sorumludurlar. Açıklanan ilke gözönünde tutularak davalıların kusurlarının ayrı ayrı belirlenmesi ve kusur oranları itibariyle tazminatla sorumlu tutulmaları gerekir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.b) Davacı, müteselsil sorumlu sıfatı ile üçüncü kişiye ödediği paranın halefiyet esasınca rücuen tahsilini istediğine ve davalılar önceki davada davalı olarak yer almadığına göre iadenin kapsamı, davacının mahkum olup ödediği para, bu paranın kendisi hakkındaki davada verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faizi, önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri toplamından davalıların payına düşen kısımdır. Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacı, bu ihmali nedeniyle yapılmış olan icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürede işleyecek faizi isteyemez. Çünkü sözü edilen giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı yoktur. Mahkemece yapılacak iş, icra giderleri ile hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faize ilişkin istek bölümünün hesaplanıp reddine karar vermekten ibarettir. Bu ilkelere aykırı gerekçeyle istemin tümünün hüküm altına alınmış olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.