MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat.... tarafından, davalı..... aleyhine 21/04/2006 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/06/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalılardan...vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temiyz itirazlarına gelice;Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş kararı davacı ile davalılardan...temyiz etmişlerdir.Davacı, davalıların neden olduğu trafik kazasında yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiş, 27/05/2009 tarihinde maddi tazminata ilişkin davayı takipten vazgeçmiştir. Yerel mahkemece işlemden kaldırılan maddi tazminat istemine ilişkin dava açılmamış sayılmış, fakat maddi tazminatın reddi nedeniyle davalı tarafa nisbi vekalet ücretine hükmolunmuştur. Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması halinde hükmolunacak vekalet ücreti, tarifenin ikinci kısmı ikinci bölümünde yazılan maktu ücreti geçemeyeceğinden, maddi tazminat yönünden davalı taraf yararına hükmolunan vekalet ücreti usul ve yasaya aykırı oluduğundan kararın bozulması gerekmiştir.3-Davalı.....'nin diğer temyiz itirazlarına gelince;Davacı, dava konusu trafik kazası nedeniyle 30.000,00 TL manevi tazminat istemiş, yerel mehkeme 20.000,00 TL manevi tazminata hükmetmiştir.Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekliolan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Somut olayın gelişim biçimi, olayın meydana geldiği tarihin eski olması ve yukarıda anılan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Şu durumda yerel mahkemece davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata hükmolunmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalılardan...yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 16/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.