Davacı Turan vekili avukat Taner tarafından, davalı Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü ile S... Sağ Sahil Sulama Birliği aleyhine 06.12.2004 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davanın kabulüne dair verilen 27.09.2006 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü vekili, duruşmasız olarak da diğer davalı S... Sağ Sahil Sulama Birliği vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, davalı Sulama Birliğine ait tesisten kaynaklanan zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davalı Sulama Birliğinin dayandığı yasal düzenleme; 6200 sayılı Devlet Su İşleri Kanunu, 1580 sayılı Belediyeler Kanunu, 442 sayılı Köy Kanunu ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunlarıdır. Belirtilen bu düzenlemeler itibariyle, birliklerin kuruluşu Bakanlar Kurulu kararı ile oluşmaktadır. Öte yandan, sulama birliklerine ait olan tesislerin yapımı, bakım ve onarımları Devlet Su İşleri Ekipmanlannca yapılmakta olup, masraflar DSİ Genel Müdürlüğü bütçesi ile karşılanmaktadır. Birlik personelinin atanması 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 23 Haziran 1987 tarihli ve 19496 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan WİI Özel İdareleri Belediyelerin Kurdukları Birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli müessese ve işletmelerde ilk defa memuriyete atanacaklara ait sınav yönetmeliğinde" belirtilen esaslara göre atama yapılmaktadır. Tüm bu öğelerden davalı birliğin kamu kurumu niteliğini taşıdığı sonucu çıkmaktadır. Kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. O halde anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan onların ödetilmesi istekleri 11.02.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın II. bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluştururlar. Bu davaların ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir. Mahkemece, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle (BOZULMASINA); bu bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.