Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 330 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17156 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 7. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/10/2014NUMARASI : 2014/2-2014/185 Davacı V.. D.. vekili Avukat İsmail tarafından, davalılar D.. A... (M. Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.) vdl aleyhine 10/05/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı A.. K.. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen 02/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı G.. T.. ve D.. A... (M. Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.) vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazına gelince;Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı A.. K.. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar G.. T.. ve M. Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olayda; olay tarihi, haberin veriliş biçimi, kullanılan ifadeler ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat fazladır. Davacı yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.