MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/10/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın yargı yolu bakımından reddine dair verilen 10/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı ...'nün sorumluluğu altındaki kanalizasyondan taşan sular nedeniyle evinin zarar gördüğünü ileri sürerek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, yargı yolu bakımından davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davalı ... bir kamu kurumudur ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlıdır. ...'nün Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun'da; kurumun, genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği; denetçileri aracılığı ile denetleneceği; yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek, genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin, kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği belirtilmiştir. Yasanın açık düzenlemesinden, davalı kamu kurumunun, kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları altında yapacağı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, TTK'nın 18. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş; 12/11. maddesinde ise su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin, ticarethane sayılacakları düzenlenmiştir. Bu açıklamalar ışığında, davalının bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı; ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı benimsenmelidir. Davalının haksız eylem niteliğindeki tutumundan kaynaklanan uyuşmazlığın da, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Bu yönde yargısal uygulamalar yerleşiktir. (HGK'nun 21/09/1983 gün ve ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29/11/1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları) Şu durumda mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.