Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3094 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7481 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/03/2014NUMARASI : 2012/402-2014/124Davacı D.. A.. vekili Avukat Davut tarafından, davalılar C.. P.. ve diğeri aleyhine 10/09/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı A.. E.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı A.. E.. vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı, davalı A.. E..'nun C.. P.. İstanbul milletvekili olduğunu ve parti il teşkilatında basın toplantısı yaptığını, beyanlarında davacıdan Ziraat Bankası'nı dolandıran kişi olarak bahsettiğini, bu durumun kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek uğranılan zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.Davalılar davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, C.. P.. hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, diğer davalı yönünden ise davacıya yönelik iddiaların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre; ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve her bir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur. İfade özgürlüğü sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan “haber“ ve “düşünceler“ için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır; ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır (Prof. Dr. Osman Doğru-Dr.Atilla Nalbant;İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, Cilt:2, s.365, Nilsen ve Johnsen [BD] 43).İfade özgürlüğü ayrıca herkesin, demokratik bir toplumun özünde yer alan görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olması anlamına gelmektedir.Davaya konu olayda; basın açıklamasının esasen Ziraat Bankası'na yönelik olduğu, davacının hedef alınmadığı, ayrıca BDDK III. Daire Başkanlığınca Ziraat Bankası yönetimi tarafından davacıya kullandırılan kredilere yönelik olarak soruşturma yürütüldüğü, bu haliyle de açıklamaların görünür gerçekliğe uygun olduğu anlaşılmaktadır.Şu halde; yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davalı beyanlarının tümü itibari ile eleştiri sınırları içinde kalması, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunmaması nedeniyle açılan davanın tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerektirmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.