Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3031 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 94 - Esas Yıl 2011





Davacı Eskişehir İl Özel İdaresi vekili Avukat N……. S……. tarafından, davalı T.... T......... A.Ş aleyhine 15/10/2008 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulü, birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen 21/09/2010 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili O…….. B………. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, davacı idarenin iş kazası sonucu ölen işçisinin mirasçıları tarafından açılan maddi manevi tazminat davası sonucunda kesinleşmiş manevi tazminata dayalı olarak, dava dışı şahıslara icraen ödediği bedelin diğer müteselsil sorumlu davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Yerel Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kabulüne birleşen dava yönünden bir kısmının kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, müteselsil sorumlu sıfatı ile dava dışı şahıslara icra kanalı ile ödediği paranın halefiyet esasına göre rücuen tahsilini istediğine ve davalının önceki Ankara 10.İş Mahkemesinin 2006/780 Karar sayılı davada davalı taraf olarak bulunmadığı anlaşıldığına göre; iadenin kapsamı, davacının mahkum olup ödediği para, bu paranın kendisi hakkındaki davada verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faizi, önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri toplamından davalının payına düşen kısmıdır. Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacı, bu ihmali nedeniyle yapılmış olan icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürede işleyecek faizi isteyemez. Çünkü sözü edilen giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı yoktur. Mahkemece yapılacak iş, icra giderleri ile hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faize ilişkin istek bölümünün hesaplanıp reddine karar vermekten ibarettir. Bu ilkelere aykırı düşüncelerle istemin tümünün hüküm altına alınmış olması doğru değildir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.