Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3018 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4663 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı .... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 16/09/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... yönünden icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden zamanaşımından davanın reddine dair verilen 24/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının, davalılar ... ve ...'e yönelik temyiz istemi reddedilmelidir.2- Davacının, davalı ...'ya yönelik temyiz itirazına gelince;Dava, itirazın iptali istemine yöneliktir. Mahkemece, davalı ... yönünden, yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine; diğer davalılar yönünden zamanaşımından davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalıların emniyeti suistimal, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal niteliğindeki eylemlerinden dolayı davacı kurumun uğradığı zararın, sebebiyet veren davalılardan tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalini istemiştir.Davalı ... icra takibinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.Diğer davalılar icra takibinde borca itiraz etmişler; davaya verdikleri cevapta ise zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalılardan birinin yerleşim yerinde de kıyas yoluyla icra takibi yapılabileceği ancak, hiç bir icra takip borçlusunun yerleşim yeri Konya olmadığı, dolayısıyla ...'nın icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının doğru olduğu; yine diğer davalılar yönünden de, suç tarihi olan 2001 yılı mayıs ayı ile icra takip tarihi olan 10/12/2013 tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında zaman aşımı süresi dolduğundan, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, davalı-borçluların haksız fiillerinden kaynaklanan zarar nedeniyle icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. İcra takip tarihi olan 10/12/2013 tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK yürürlüktedir. Bu kanunun 16 maddesi “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmüyle haksız fiilden kaynaklı davalarda yetkiyi düzenlemiştir. 2004 sayılı İİK'nun 50. maddesinde ise icratakiplerinde yetki hususunda HMK'ndaki yetki kurallarının kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. Davaya esas eylemin icra takibinin yapıldığı yer olan...şubesinden gönderilen değerli mektuplar üzerinde işlendiği anlaşılmaktadır. Alacaklı da, zarar gören şubenin bulunduğu yer olan... dairesinde takip başlatılarak HMK'nun 16. maddesindeki seçimlik hakkını kullanmıştır. O halde, davalı ... yönünden icra dairesinin yetkisiz olduğu yönündeki tespit yerinde değildir. Mahkemece bu davalı yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, ilk bentte gösterilen nedenlerle davacının davalılar ... ve ...'e yönelik temyiz isteminin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.