Davacı Orman Genel Müdürlüğü vekili Avukat tarafından, davalı Mustafa ve Sercan aleyhine 18.11.2002 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; talep hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 26.12.2005 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, tazminat istemine ilişkindir. Davalı Mustafa'un çocuğu olan Sercan'un Çocuk Mahkemesinde yargılanarak cezalandırıldığı ve o davada davacının uğradığı zararın çocuktan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 18/11/2002 günlü dava dilekçesinde aile başkanı olan Mustafa'a husumet yönelterek aynı zararını dava konusu etmiştir. Mahkemece, istenen tazminatın Çocuk Mahkemesinde hüküm altına alındığı belirtilerek konusu kalmayan istem hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar başlığında küçüğün de davalı olduğu yazılmıştır. Fiil ehliyetine sahip bulunmayan küçükler tarafından haksız eylem işlenmesi durumunda sorumluluk iki çeşittir. BK.nun 41. maddesi uyarınca küçük haksız eylemin faili olarak, aile başkanı ise MK.nun 369. maddesi uyarınca zarar görene karşı sorumludurlar. Her iki sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve aile başkanına karşı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilir. Aynı zarardan her ikisi de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı sorumlu olurlar. Bir davada zarara hükmolunması diğer dava yönünden (zarar ödenmiş olmadıkça) hukuki önem taşımaz. Tahsilde tekerrüre sebep olunmaksızın aynı zarara iki ayrı davada hükmolunması olanaklıdır. Somut olayda aile başkanına husumet yöneltilerek sorumluluğu istendiğine göre; dosya içeriği itibariyle MK.nun 369. maddesi uyarınca tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydıyla davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken mahkemece karar verilmesine yer olmadığına biçiminde hüküm kurulması ve ayrıca davada taraf durumunda olmayan küçük Sercan'un karar başlığında davalı olarak gösterilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı kurum 5018 sayılı yasa gereğince harçtan muaf olduğundan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.