Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2944 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4441 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/06/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; karar taraflarca temyiz edilmiştir.Davacılar, davalıya karşı borcundan dolayı icra takibi başlatıldığını, olay günü de davalının evine haciz işlemi için gidildiğini davalının haciz sırasında davacılara hakaret ve tehditte bulunduğunu iddia ederek, uğranılan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuşlardır.Davalı, şeker ve tansiyon hastası olduğunu olay günü, avukat katibi, icra memur ve onun katibi dahil kalabalık bir grubun geldiğini, olayın davacıların tahriki ile gerçekleştiğini sağlık durumunun da etkisi ile söylediklerini hatırlamadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının sözlerinin davacıların kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olan olayda; olayın oluş şekli, davacı ...'in olay yerinde bulunmayışı, eylemin gıyabında işlenmiş olması, davalının sağlık durumu ve evine menkul haczine gelinmesinin verdiği tedirginlik içerisinde davaya konu sözleri sarfetmiş olması ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı ... yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır, bu davacı yönünden daha alt düzeyde tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacıların tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.