Davacı İ.. U.. vekili Avukat S.. Ç.. tarafından, davalılar O.. T.. ve diğeri aleyhine 17/04/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazları yönünden;Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, yerel “Evrim” gazetesininde, davalı O.. T.. tarafından yazılan muhtelif tarihli köşe yazıları ile kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalılar, yazıların eleştiri niteliğinde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşturMahkemece, dava konusu yazılardan “...Peki İbiş ne yapıyor? O da küsüyor...” diye başlayan bölümdeki yazının eleştiri sınırlarını aştığı ve davacının kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Olay tarihi, olayın gelişimi, sarfedilen sözlerin niteliği ve yayının mahalli gazetede yapılması ve yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde davalılar aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır, daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.