Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2768 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5462 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 30/09/2004 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, davalı araç sürücülerinin kusuru ile meydana gelen trafik kazasında vefat eden müteveffanın eşi ve oğlu olduklarını beyanla, uğranılan zararın davalılardan tahsilini talep etmişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacılar asıl dava dilekçesi ve birleşen dosya dava dilekçesinde uğranılan maddi ve manevi zararlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, dava dosyaları arasında HUMK 45. madde anlamında hukuki bağlantı olduğu gerekçesiyle birleştirme kararı verilmiştir. Bu durumda, manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği ilkesi de dikkate alınarak tek bir manevi tazminat takdir edilerek asıl dava dosyası ve birleşen dava dosyasında taraf olarak yer alan davalıların tamamından tahsili yönünde hüküm kurulması gerekirken manevi tazminat yönünden, her iki dava dosyası için ayrı ayrı miktarlarda hüküm kurulması doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.3-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dosyada mevcut nüfus kayıt örneğine göre davacı eş ... 15/05/2008 tarihinde yeniden evlenmiştir. Karara dayanak alınan 07/09/2007 tarihli hesap bilirkişi raporunda ise davacının bakiye ömrü 37 yıl kabul edilerek 2041 yılı sonuna kadar geçecek süre için destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmıştır. Davacı eş yönünden destekten yoksun kalma tazminatının evlenme tarihine kadar hesaplanması gerekirken bu durumun gözardı edilerek yaşam süresi sonuna kadar hesaplanan tazminat miktarının hüküm altına alınması doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 19/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.