MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat .... tarafından, davalı ... aleyhine 18/03/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 26/01/2008 tarihinde ....'da yapılan spor turnuvasında oyun panosuna oyuncuların isimlerinin yanlış yazılması üzerine bu durumu turnuva koordinatörü olan davalıya ilettiğini, davalının ise kendisine "sen çok terbiyesiz, adi bir kadınsın, neden bu görüşmeyi başkasına yansıttın" diyerek hakaret etiğini belirtmiş ve 30,000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı ise, davacı ile arasında yüksek sesli bir tartışma yaşandığını, bu nedenle salonda bulunan kişilerden özür dilediğini, dava dilekçesinde belirtilen sözleri söylemediğini belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davalının davacıya hakaret ettiği sabit görülerek davanın kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın 26/01/2008 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda; olayın gelişim biçimi ile taraflar arasındaki bir tartışma içinde gerçekleşmiş olması ve yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Şu durumda yerel mahkemece davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata hükmolunmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve bozma nedenine göre davalının harç ile vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.