Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2716 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4036 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar.... Ltd. Şti. vd. aleyhine 27/04/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/10/2011 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili ile duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, savunma sınırı aşılarak kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, daha önceden vekilliğini yaptığı davalı şirket aleyhine vekalet ücret alacağının tahsili için dava açtığını, bu dosyada davalı şirketin vekili olarak diğer davalı ...'ın mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde bir kısım suçlama ve hakaretlerde bulunduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalılar, dava konusu beyanların savunma sınırları içinde kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece; davalı ...'ın, davalı şirket vekili olarak mahkemeye sunduğu cevap dilekçesindeki sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesi ile istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.Dosya kapsamından, davacının daha önce davalı şirketin vekilliğini yaptığı, ancak davacı ile davalı şirket arasında akdedilen vekalet sözleşmesinde, davalı şirketin farkında olmadan davacı tarafından aylık ücret dışında iş başına ücret de kararlaştırıldığı, davalı şirket ile üçüncü şahıs arasında akdedilen ve davacının tanzim ettiği sözleşmede, davalı şirketi koruyucu süre ve cezai şart kararlaştırılmadığı, bu durumun davalı şirketin mağduriyetine neden olduğu, davacının bir yandan azledildiğini beyan etmesine karşın diğer yandan vekalet görevinin devam ettiğinden bahisle davalı şirketi temsilen duruşmaya katılan davalı avukatı şikayet ettiği, bu yaşananlardan dolayı davacı ve davalı avukat arasında çekişme meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu hal ve şartlar altında, davacı ... tarafından, vekalet ücreti alacağının tahsil edilmesi amacı ile davalı .... Ltd. Şti. aleyhine açılan .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/619 E. sayılı dosyasına, davalı şirketin avukatı olarak davalı ... tarafından 15/07/2009 tarihli cevap dilekçesinin sunulduğu, davalı avukatın mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde yer alan sözlerin, müvekkilinin ve kendi yaşadığı bir takım sorunları dile getirmek amacına yönelik olduğu, sert eleştiri mahiyetindeki bu cevap dilekçesinde hukuka uygunluk sınırları aşılmadan, hak arama hakkının kullanıldığı anlaşılmaktadır. Cevap dilekçesinde kullanılan ifadelerin amacı, kullanıldığı yer ve ifade ediliş tarzı dikkate alındığında savunma sınırları içerisinde kaldığı, doğrudan hakaret oluşturacak ifadenin bulunmadığı benimsenerek, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.