MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2002/26-2013/551Davacı İ.. M.. vekili Avukat Filiz tarafından, davalı İ.. Ç.. aleyhine 28/12/2001 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;A)Dava, kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, kurum tarafından yapılan ön inceleme sonucunda, Bayrampaşa İlçe Özel İdare Müdürlüğü hesabından, dava dışı Özel İdare Memuru Mustafa tarafından, 1996-2000 yıllarının muhtelif aylarında, çeşitli metotlar kullanılarak 139.756,79 TL'nin zimmetine geçirildiğinin tespit edildiğini, İlçe Özel İdare Müdürü olan davalının da denetim görevini ihmal ederek zimmetin oluşmasına neden olduğunu belirterek; idare zararının tekerrüre esas olmamak üzere davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme, davacı idare tarafından tahsil edilen 67.788,40 TL'nin oluşan zarardan mahsubu ile kalan 71.968,39 TL'nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsiline karar vermiştir.Dosya kapsamından, dava dışı memur Mustafa Eren hakkında zimmet, davalı hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmet oluşmasına neden olma suçlarından kamu davası açıldığı, ceza mahkemesince davalı yönünden verilen beraat kararının, Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 25/04/2002 gün 2002/2558 Esas, 2002/2842 Karar sayılı ilamı ile; davalının görevini mevzuata aykırı yaptığı, eyleminin görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu gerekçesi ile bozulduğu, ceza mahkemesi tarafından bozmaya uyularak davalının mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine; davanın zamanaşımı nedeniyle düştüğü ve davalı yönünden kararın kesinleştiği, dava dışı memur Mustafa Eren hakkındaki ceza yargılamasının ise derdest olduğu anlaşılmıştır.Davalı, dava dışı memur Mustafa, kendisinin izinli olduğu zamanlarda İlçe Özel İdare Müdürlüğü'ne vekalet ettiği dönemler olduğunu ve bu dönemlerde dava dışı memur tarafından gerçekleştirilen zimmet eylemleri nedeniyle uğranılan idare zararından sorumlu tutulmaması gerektiğini savunmuştur. Davalının, dava dışı memurun zimmet eylemine iştirak ettiğine dair bir iddia bulunmamaktadır. Davalının zarardan sorumluluğu, İlçe Özel İdare Müdürü olarak denetim görevini gerektiği şekilde yerine getirmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, davalının müdür olarak görevde bulunmadığı, başka bir deyişle dava dışı memurun İlçe Özel İdare müdürlüğüne vekalet ettiği dönemlerde oluşmuş olan kurum zararından davalı sorumlu tutulamaz. Mahkemece yapılacak iş; dava dışı memurun davalı yerine müdürlüğe vekaleten baktığı dönemler olup olmadığını ve bu dönemlerde gerçekleştirilen eylemler nedeniyle idare zararı doğup doğmadığını bilirkişi marifeti ile tespit etmek ve doğmuş ise bu dönemlere ait zarar miktarını belirleyerek idare zararından mahsup etmektir. Bu husus gözetilmeyerek eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.b) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; zararın oluşmasında davalının tam kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Davalı ise, ilçe özel idare müdürlüğünün genel ağır iş yükü yanında görevini, çok az ve yetersiz personel ile yürüttüğünü belirtmiştir. Davalının çalışma koşulları ve iş yoğunluğuna ilişkin savunmaları nazara alınarak BK'nın 43 ve 44. maddeleri uyarınca zarar miktarından indirim yapılmasının gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir. Davacı idarenin, zararın oluşumunda müterafik kusuru bulunup bulunmadığı tartışılmadan hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.c) Dosya kapsamından, davacı idarenin İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2000/1313 Esas sayılı dosyası üzerinden Ziraat Bankası A.Ş. aleyhine davaya konu kurum zararı nedeniyle tazminat davası açtığı, yapılan yargılama neticesinde toplam 69.788,42 TL'nin dava dışı bankadan tahsiline karar verildiği, kararın derecattan geçerek kesinleştiği ve dava dışı banka tarafından 69.788,42 TL'nin davacı kuruma ödendiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, dava dışı banka tarafından yapılan ödeme, idare zararından mahsup edilerek bakiye miktarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, banka tarafından yapılan ödeme miktarı 69.788,42 TL olmasına karşın, mahkemece maddi hata yapılarak zarar miktarından 67.788,40 TL tenzil edilmiştir. Maddi hatanın düzeltilmesi için de kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2-a-b-c) bendinde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.