Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 263 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4549 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bandırma 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/11/2012NUMARASI : 2010/221-2012/415Davacı K.. E.. vekili Avukat H.H.tarafından, davalı M.. B.. aleyhine 13/07/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, dava dışı eşinden boşanma aşamasında olduğunu, bu nedenle kayınbabası olan davalı ile aralarında husumet bulunduğunu, yaşanan tartışma esnasında davalının kendisini kasten yaraladığını belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararların ödetilmesini talep etmiştir.Davalı, alkollü bir şekilde üzerine bıçakla saldıran davacıyı engellemek için kendisini savunduğunu, ancak davacıyı yaralamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Yerel mahkemece, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, ancak eşinden boşanmaya neden olan süreçte davacının haksız olması, ayrıca davalıya karşı saygı sınırlarının ötesinde suç sayılabilecek eylemlerde bulunmasından dolayı ağır kusurlu olduğu benimsenerek manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; kavga sırasında, davalının, haksız tahrik altında damadı olan davacıyı kasten yaraladığı; davacının da, kayınbabası olan davalıya karşı bıçak çektiği ve hakarette bulunduğu, tarafların karşılıklı gerçekleştirdikleri bu eylemlerinden dolayı ceza yargılaması sonucunda mahkum edildikleri anlaşılmaktadır. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. BK’nun 47. maddesinde, bedensel bütünlüğe yapılan saldırılar nedeniyle manevi tazminat istenilebileceği açıkça düzenlenmiştir. Davacının olayda eşit kusurlu veya kusurunun daha fazla olması karşı taraftan manevi tazminat istemesine engel değildir. Kaldı ki, aynı olaydan dolayı davacı lehine maddi tazminata da hükmedilmiştir. Şu halde, davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, tazminat miktarının takdirinde etkili olabilecek nedenler göz önünde tutularak manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.