Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2574 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18277 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/05/2013NUMARASI : 2012/254-2013/286Davacı S. S.. vekili Avukat M. S.. tarafından, davalı M. A.. vd. aleyhine 25/05/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı M.. A.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı M.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, ... Gazetesi'nin 12-15 Eylül 2006 tarihleri arasında yayınlanan sayılarında isimsiz olarak yayınlanan "yalanlarla yürümez" başlıklı yazılarda davacının kamuoyunda küçük düşürülmeye çalışıldığını kullanılan ifadelerin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı, yayınların davacı ile hiçbir alakası olmadığını, yazıların eleştiri amaçlı yazıldığını ve davacının gazetesinde yayınlanan yazılara cevap mahiyetinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, yayının içerik olarak davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre; ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve herbir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur. İfade özgürlüğü sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan "haber" ve "düşünceler" için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır; ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır (Prof.Dr.Osman Doğru-Dr.Atilla Nalbant; İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, Cilt:2, s.36S, Nilsen ve Johnsen [BD] 43).İfade özgürlüğü ayrıca herkesin, demokratik bir toplumun özünde yer alan görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olması anlamına gelmektedir.Gerek Dairemizin, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamaları ve haber içeriği incelendiğinde, davalı yanın davacının sahibi olduğu "...." adlı gazetede yayınlanan "İşbirliği ve Misyon Üzerine Denemeler" adlı yazı dizisine cevap mahiyetinde davaya konu yazıları yazdığı ve içerik olarak eleştiri sınırlarında kaldığı, ifade ve basın hürriyetine aykırı bir durum olmadığı anlaşılmaktadır.Yerel mahkemece açıklanan yönler ve yazının tümü itibari ile eleştiri sınırları içinde kaldığı, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunmadığı gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.