Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 252 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2099 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/11/2012NUMARASI : 2011/228-2012/265Davacı M.. İ.. vekili Avukat .. tarafından, davalı M.. D.. aleyhine 21/10/2010-12/11/2010 gününde verilen dilekçeler ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı-karşı davalının, asıl davaya yönelik tüm, karşı davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacı-karşı davalının, karşı davaya yönelik diğer temyiz itirazına gelince;Asıl ve karşı davalar, haksız fiilden dolayı uğranılan manevi zararların ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Olayın gelişimi, şikayet dilekçesinde kullanılan ifadelerin içeriği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile özellikle olay tarihi ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davalı-karşı davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha altdüzeyde uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; davacı-karşı davalının, asıl davaya yönelik tüm, karşı davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.