Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2493 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3325 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 18/11/2004 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile ölümden dolayı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili Avukat ... ile diğer davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava trafik kazası nedeni ile ölümden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar davalılar tarafından temyiz olunmuştur.Davacılar, davalı sürücünün kusuru ile neden olduğu trafik kazasında desteklerinin yaşamını yitirmesinden dolayı uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuşlardır. Davalılar, usul ve esas yönden davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davalı hakkında dikkatsizlik ve tedbirsizlik ile ölüme neden olmak suçundan yapılan ceza yargılaması sırasında alınan .... Kurumunun kusur raporuna itibar edilerek, kazanın davalı sürücünün 7/8 oranındaki asli kusuru ile meydana geldiği benimsenerek istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davalının trafik kazası nedeni ile ölüme neden olmak suçundan yargılandığı, davacılar desteğinin ölümünde 7/8 oranında kusuru bulunduğu benimsenerek mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyiz edilmekle kesinleşmediği, davalının ceza yargılaması sırasında belirlenen kusur raporuna itiraz ettiği ancak dosyada kusur yönünden yeni bir inceleme yapılmaksızın ceza yargılamasında hükme esas alınan rapora itibar olunarak karar verildiği anlaşılmaktadır. BK’nın 53. maddesi uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı gibi kusurun bulunup bulunmadığı ve oranı konusunda ceza mahkemesinde varılan sonuç ile de bağlı değildir. Ancak ceza mahkemesinin somut vakıa tespitleri hukuk hakimini de bağlar.Şu durumda, dava konusu olayın özelliği nedeniyle ceza mahkemesindeki davanın kesinleşmesi beklenmeli ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.