Davacı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı vekili Avukat M..Y..B.. tarafından, davalılar Y.. İletişim Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş. (U..Kanal) ve diğeri aleyhine 06/06/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalıların temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davacının temyiz istemi yönünden;Karar, taraflarca temyiz edilmiştir. Bunlardan davacı 1086 sayılı HMUK'un 433/2. maddesinde belirlenen on günlük süreyi geçirdikten sonra temyize cevap dilekçesi ile temyiz ettiğine göre temyiz istemi reddolunmalıdır. 2-Davalılar Y.. İletişim Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş. ve C.. M..'nun temyiz istemi yönünden;Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar Y.. İletişim Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş. ve C.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, “U..Kanal” televizyonunda 20 Ocak 2013 günü yayınlanan “A..” isimli programa konuk olarak katılan davalı C.. M.. tarafından “ ... Gazeteciler ve Yazarlar Vakfından birilerinin 'F.. G.. ile D..P..'i buluşturalım. 15 dk. görüşsünler. Kendisine seçimlerde kullanılmak üzere 1.000.000 USD. bagış yapalım'.” dediğini, böyle bir olayın gerçek olmadığını, gerçek dışı bu haber nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini, belirterek manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalılar, söz konusu görüşme isteğine yönelik beyanların bizzat Doğu Perinçek tarafından gerek Ergenekon duruşmalarındaki savunmasında gerek daha sonra çeşitli basın organlarına verdiği ropörtajlarda dile getirildiğini, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davalı tarafın böyle bir görüşmenin yapıldığını ispatlayamadığı, varlığı ispat edilemeyen bir görüşmeden bahsedilerek, davacı vakıf tarafından devreye girildiği ve para teklif edildiği iddiasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.Anayasa'nın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği ayrıcalıklar sınırsız olmayıp basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı Medeni Yasa'nın 24 ve yayın tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 49. maddelerinde anlamını bulan kişilik haklarının korunmasına ilişkin düzenlemelerdir. Borçlar Yasası'nın 49. maddesi gereğince basının sorumlu tutulabilmesi için; yayın ya da eleştirinin kişilik haklarını zedelemesi, bu zedelemenin manevi bir zarar doğurması, kişilik haklarına saldırı ile gerçekleşen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunması, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırı olması ve hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması gerekir.Hukuka uygunluk nedenleri veya hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenler ise; gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve toplumsal ilgi gibi öze ilişkin koşulları ve konu ile anlatım arasında düşünsel bağlılık, anlatım ve sergilenişteki ölçülülük niteliğindeki biçime ilişkin koşullardır. Yayımlanmasında kamu yararı bulunan gerçek ve güncel bir haberin ya da eleştirinin özle biçim arasında denge kurularak yayımlanması durumunda hukuka aykırılık ortadan kalkar ve artık basın sorumlu tutulamaz.Dosya içeriğinden, dava konusu yayında konuşulan ve davaya konu edilen görüşme teklifine ilişkin beyanların bizzat teklifin tarafı olduğu belirtilen D.. P.. tarafından da bir kısım gazete ve internet sitelerindeki röportajlarında söylendiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle yayının görünür gerçeğe uygun olduğu, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılmaktadır. Mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalıların manevi tazminatla sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, (1) nolu bentte gösterilen nedenlerde davacının temyiz isteminin reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 03/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.