MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl. aleyhine 23/06/2005 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız eylemden kaynaklanan ölüm nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, eş ve babaları olan murislerinin davalıların haksız eylemleri sonucu öldüğünü belirterek, cenaze giderleri, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuşlardır. Davalılar, iddiaların gerçek dışı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Ağır Ceza Mahkemesi dosyası kapsamına göre; davacıların murisi ...'nın öldürülmesi olayından davalılardan ...'ın sorumlu olduğunun sabit olduğunu, diğer davalıların ise sorumluluklarının bulunmadığı anlaşıldığından; ... yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Dava konusu olayda; olay tarihi, olayın gelişimi, davacıların ölene yakınlık dereceleri ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat azdır. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.