MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... vd. tarafından, davalı ... aleyhine 07/04/2009 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle araç hasarı ve 2330 sayılı Kanuna dayalı rucüen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, rücuan tazminatın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, .... İl Jandarma Komutanlığına ait askeri aracın, davalı erin sevk ve idaresinde iken kaza yaparak devrilmesi sonucunda, araçta meydana gelen hasar ile araçta bulunan yaralı uzman çavuşa nakdi tazminat komisyonu tarafından ödenen tazminatın rücuan tazminini talep etmiştir. Davalı, operasyondan dönerken kazanın meydana geldiğini ve kazada kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; meydana gelen kazaya davalının %100 kusuruyla sebebiyet verdiğini, yaralanan uzman çavuşa olay tarihindeki maaş katsayı üzerinden tazminat ödenmesi gerektiği belirtilerek, bilirkişilerce hesaplanan araç hasarı ile nakdi tazminat miktarı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Rücuun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. BK’nun 50. maddesi, hakimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hakim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de onu izleyen 51. maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hakim, rücu kapsamını takdir durumundadır.Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet, onunla birlikte değerlendirilmesi gereken öğelerdendir. Davalı, Anayasa’nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik ödevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve anayasal ödevde bulunması dolayısıyla onun, tazminatın tümüyle sorumluluğu durumunda hakkaniyet öğesi, kapsam belirlemede dikkate alınmamış olma sonucunu doğurur. Şu durum karşısında anılan öğe değerlendirmeye katılarak tazminattan belirli bir indirim yapılmak üzere yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte belirtilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyizi itirazlarının (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.