Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2369 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2568 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Genel Müdürlüğü aleyhine 10/03/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Davacı, davalının ağır iş makinalarını bir yıldır köyün içinden geçirdiğini, yolun kenarındaki taşınmazda bulunan iki katlı evinde bu nedenle çatlaklar oluştuğunu, zararını tespit ettirdiğini belirterek, uğradığı maddi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı ise, davacının binasındaki çatlakların deprem ya da binanın yapısal bozukluğu gibi sebeplerle önceden oluşmuş olup davacının iddia ettiği gibi davalıya ait araçların geçişinden kaynaklanmadığını, yapının imar yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığının tespitini talep ettiklerini belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Yerel mahkemece, davalının davacının köyünde sismik çalışmalar yaptığı, patlayıcı madde kullanmadığı, davacının evinde çatlaklar oluşmuş ise de bu zararın davalının fiili sonucu oluştuğuna dair dosyada karar vermeye yeterli delile rastlanmadığı, zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının ispat edilemediği, uzun süreli kullanımdan ve doğal nedenlerden kaynaklanan çatlak ve yıpranmaların hayatın olağan akışına uygun olduğu gerekçesi ile dava redddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Dosyada bulunan tespit bilirkişi raporunda davacının evindeki çatlaklarla ilgili en büyük neden olarak yapının üst tarafında (kuzeyinde) geçen anayoldan araçların hareketinden dolayı yolda meydana getirdiği titreşimler ve akabinde bunun yapı üzerindeki olumsuz etkisinin çatlak ve ayrışma şeklinde olduğu, yapının batı yanı tali yol cephesinde de bahse konu yüksek tonajlı tanker, iş makinası vb araçların geçişleri ve köy yakınında çalışmaları da yapı üzerinde olumsuz etki meydana getirdiği belirtilmiştir. Mahkemece mahallinde keşif sonucu alınan rapor ve ek raporda da davalı tarafından yapılan çalışmalar sırasında kullanılan nakliye araçlarının ağır tonajlı olmalarından dolayı yapının yer aldığı zemin üzerinde gerilmeler meydana getirmesinin muhtemel olduğu, yapı üzerinde oluşan çatlak ve yarıkların taşıyıcı duvarlar üzerinde ve pencere kenarlarındaki 45 derecelik kesme çatlağı şeklinde olduğu, bu çatlakların yapıda meydana gelen dinamik etkenlerden kaynaklanması gerektiği, dinamik etkenlerin ise yapı zeminindeki ani ve yüksek gerilmelerden kaynaklanmasının kuvvetle muhtemel olduğu belirtilmiş, davacının zararı yapım kusurları da düşülerek hesaplanmıştır.Şu durumda tespit raporu ve mahkemece alınan rapor ve ek rapora göre davacı evinde bulunan çatlak ve yarıkların, davalı tarafından yapının yakınından geçirilen yüksek tonajlı araçların geçişinden ve o bölgede sismik araştırmalar sonucu meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda zarar ile davalı eylemi arasında illiyet bağının bulunduğu sabittir. Olaya uygun olan ve bilirkişi raporu ile hesap edilen 6.407,91 TL zarardan davalı sorumlu tutularak dava kısmen kabul edilmelidir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.