Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2317 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2901 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Ltd. Şti. aleyhine 06/01/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/10/2011 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Öteki temyiz itirazına gelince: Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, davalının işleteni olduğu araç sürücüsünün kusuruyla meydana gelen kazada vefat eden Sultan'ın, ölümü nedeniyle, uğranılan manevi zararın davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davalı vekilinin davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı gerekçesiyle, reddedilen kısım üzerinden davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmemiştir.Avukatlık ücreti yargılama giderlerinden olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323 üncü, Avukatlık Kanunu’nun 169 uncu ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1 inci maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bir nitelik arzetmektedir ve davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması, hukukun genel kurallarındandır. Konuya ilişkin 6100 sayılı Yasanın 329 uncu maddesinin birinci fıkrası bu ilkeye dayanmaktadır. Değinilen Yasanın 330 uncu maddesi uyarınca, vekâlet ücretine yönelik hüküm fıkrasının taraf lehine kurulması gerekir. Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir. Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki tarafta ayrı ayrı vekâlet ücretinden sorumlu tutulacak, vekâlet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır. Vekâlet ücretinin, .... Bakanlığı tarafından onaylanarak her yıl Aralık ayında ... Birliği tarafından yayımlanan Avukatlık Ücret Tarifesine göre belirlenmesi gerekir.Dosya kapsamından, davalı.... Tic. Ltd. Şti. yetkili temsilcisi tarafından .... Noterliği 26.07.2007 tarihli düzenleme şeklindeki vekaletnamesi ile Avukat ...'ın vekil tayin edildiği ve vekalet suretinin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf yargılama süresince duruşmalarda vekili aracılığıyla temsil edilmiş, hatta davalı vekilinin dosyaya gönderdiği mesleki mazeretlerinin dahi kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen yasa maddeleri gereği yargılama süresince kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf yararına reddedilen kısım üzerinden hesaplanacak vekalet ücreti takdiri gerekirken davalı vekilinin davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı gerekçesiyle davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.