Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2287 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2705 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat .. tarafından, davalı ... aleyhine 24/03/2003 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/12/2004 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının 16/08/2001 tarihinde emekliye ayrılana kadar 10 yıl boyunca mutemet olarak çalıştığı dönemde bordrolarda usulsüzlük yaparak zimmetine para geçirdiğini, zimmet ana para miktarı olan.. TL'yi 10/09/2002 tarihinde hazineye ödediğini ancak faizini ödemediğinden, kurumun faiz alacağı olan .. TL zararının ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle ödetilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile .. TL faiz alacağının 10/09/2002 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Mahkemece hükme esas bilirkişi hesap raporunda; zimmet miktarlarına ayrı ayrı zimmet tarihleri ile ödeme tarihi (10/09/2002) arasındaki basit usule göre hesaplanan yasal faiz miktarı.. TL'dir. Bu miktara da ödeme tarihi (10/09/2002) ile dava tarihi 08/10/2003 arasından reeskont faizi uygulanarak .. TL işlemiş faiz hesaplanmış ve toplam alacak .. TL olarak belirlenmiştir.Dava ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı .. 104/son maddesindeki hüküm, hiçbir tereddüte yer vermeyecek bir açıklıkla, geçmiş günler faizinin ödenmesinde temerrüde düşülmesinden dolayı, faiz borcuna ayrıca faiz yürütülemeyeceğini öngörmektedir. Bu hükmün anlamı, para borcunu ödemede temerrüde düşen borçlunun, geçmiş günler faizine mahkum olduktan sonra, geçmiş günler faizini ödemekte de temerrüde düşmesi halinde, bunlar için tekrar temerrüt faizi yürütülemeyeceğidir. 3095 sayılı Yasa'nın 3. maddesindeki, yasal faiz ve temerrüt faizinin hesaplanmasında mürekkep faiz yürütülemeyeceğine ilişkin kural da,.. bu hükmüne paralel ve bir bakıma onu açıklayıcı niteliktedir. O halde; mahkemece zimmet tarihleri ile ödeme tarihi arasındaki, asıl alacak niteliğine dönüşmüş faiz miktarı olan .. TL'nin ödeme tarihi olan 10/09/2002'den itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile .. TL'ye ayrıca reeskont faizi de uygulanarak bulunan miktarın talep kapsamındaki bölümüne 10/09/2002 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi, böylelikle faize faiz yürütülecek şekilde 818 sayılı .. 'nun 104/son maddesine aykırı hüküm kurulması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, ilk bentteki nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.