Davacı M.. G.. vekili Avukat A.. A.. tarafından, davalı Y.. A... aleyhine 27/09/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF)'nun yönetim kurulu başkanı olduğunu, Cumhuriyet Gazetesi'nin 10/03/2012 tarihli nüshasının 8. sayfasında ''AHEF:Sevk zinciri uygulanmasın'' başlığıyla ve 15/03/2012 tarihli nüshasında ''Düzeltme'' başlığıyla verilen haberde kulanılan ifadelerin gerçeği yansıtmadığını ve yapılan haber ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek, uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı ise, dava konusu yazıda yer alan ifadelerin davacı tarafından basın toplantısında bizzat kullanıldığını ve haberin görünürdeki gerçekliğe uygun objektif bir haber olduğunu ve hukuka uygunluk kriterlerine haiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalı tarafından yayınlanan ve gerçeği yansıtmayan haber ile davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davaya konu haberin; ... Gazetesi'nin 10/03/2012 tarihli nüshasının 8. sayfasında ''AHEF:Sevk zinciri uygulansın'' başlığıyla verildiği, haberde, "Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu(AHEF) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M.. G.., AKP’nin genel seçimleri öncesinde oy kaygısı ile kaldırdığı, sonra tekrar uygulamaya koyduğu ancak yalnızca lafta kalan "sevk zinciri'nin uygulanması gerektiğini söyledi“ şeklinde ifadelere yer verildiği, davacının talepleri sonucunda bu defa, gazetenin 15/03/2012 tarihli nüshasında ''Düzeltme'' başlığıyla verilen haberde ''...AHEF:Sevk zinciri uygulansın başlıklı haberimizde, AKP’nin genel seçimleri öncesinde oy kaygısı ile kaldırdığı, sonra tekrar uygulamaya koyduğu ancak yalnızca lafta kalan sevk zinciri'' anımsatması muhabirimiz tarafından yapılmış, AHEF Başkanı Dr. M.. G..'in kendi cümlesi değildir. Dr. M.. G.., yapılan basın toplantısında sevk zinciri uygulanması yönündeki görüşün AHEF'in değil, bireysel görüşü olduğunu belirtmiştir, düzeltir özür dileriz'' şeklinde ifadelere yer verildiği anlaşılmaktdır.Dosya içeriğinden; AHEF Yönetim Kurulu Başkanı olan davalı tarafından basın toplantısı yapıldığı, anılan basın toplantısına ilişkin olarak davalı tarafından dosyaya sunulan kayıt bandının bilirkişiye çözümünün yaptırıldığı; bu kayda göre, dava dışı Hürriyet Gazetesi muhabiri tarafından davacıya ''...basamaklandırma yasal olarak yapılmalı mı, yani evet lafta var ama yasal zorunluluk değil..'' şeklinde soru sorulduğu, davacı tarafından verilen cevap üzerine aynı muhabirin bu defa ''tam net bir cevap alamadım. Siz basamaklandırmaya nasıl bakıyorsunuz. Sağlık Bakanlığı'na topu attınız ama bir federasyon olarak karşımızdasınız, sizin bu konudaki görüşünüz nedir?'' şeklinde tekrar soru sorulması üzerine davacının bu defa ''...Pazar gününe kadar sürecek çok yoğun bir çalıştay yapacağız. Bunun çıktılarını da sizinle paylaşabiliriz ama şahsi görüşüm; kademeli geçişin sevk sisteminin mutlaka gelmesi yönünde. Bu bahsi görüşüm, kurumsal olarak federasyonun yapmış olduğu stratejik çalıştay''dan şeklinde cevap verdiği anlaşılmaktadır.Şu durumda, dava konusu 10/03/2012 tarihli haber incelendiğinde dava konusu edilen ve gerçeği yansıtmadığı belirtilen ''...AKP’nin genel seçimleri öncesinde oy kaygısı ile kaldırdığı, sonra tekrar uygulamaya koyduğu ancak yalnızca lafta kalan ''sevk zinciri...'' şeklindeki iafdelerin davacı tarafından söylenmiş ifadeler olarak verilmediği, kullanılan bu ifadelerin davalı gazetenin sevk uygulaması hakkında kendi yorumlarını içerdiği, diğer ''Düzeltme'' başlığıyla verilen yazıda ise dava konusu edilen ifadelerin gazetenin kendi yorumu olduğu hususuna tekrar yer verildiği ve davacı doktorun basın toplantısına ilişkin olarak çözümü yaptırılan kayıttan da anlaşılacağı üzere sevk zincirinin uygulanması gerektiği yönündeki görüşün davacının bireysel görüşü olduğu açıklamasına yer verildiği, bu haliyle davaya konu yazıların davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunulmadığı anlaşıldığına göre, istemin bütünüyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.