Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2155 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4816 - Esas Yıl 2014





Davacı T.C. ...Bankası Bolu Şubesi vekili Avukat G.. K.. tarafından, davalılar A.. B.. ve diğeri aleyhine 16/07/2003 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, davalı banka görevlilerinin kusurlu eylemleri nedeniyle uğranılan zararın rücuen tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, dava dışı müşterinin hesabına gönderilen 29.228,99 Euro tutarındaki havale talimatının banka şubesinde hesaba aktarılmayarak havale hesabında bırakılması ve havale hesabından hakkında ceza yargılması devam eden dava dışı dolandırıcı şebekesi üyesine sahte kimlikle ödenmesi nedeniyle uğranılan zararın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.Davalılar ise,davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, istemin kabulü ile hükmedilen miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Dava dosyasının incelenmesinde; mahkemece iki defa bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ilk sunulan ve mahkemece hükme esas alınan 28/06/2013 tarihli bilirkişi raporunda, davalıların tüm zarardan birlikte sorumlu olduklarının bildirildiği, sonrasında alınan 27/09/2013 tarihli bilirkişi raporunda ise, davalıların hiç bir menfaat temin etmeden, iş yoğunluğu, bilgi ve tecrübe yetersizliğinden banka zararına sebebiyet verdiklerinin müfettiş raporu ile de sabit olduğu, genel bankacılık uygulamaları da nazara alınarak zararın oluşmasına sebebiyet veren banka personeli şube amiri davalı F.. K..'nın banka zararının % 15'inden, şube memuru A. T.. B..'in ise banka zararının %10'undan sorumlu tutulmaları gerektiği görüşünün bildirildiği anlaşılmıştır.Dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup; rücu davasında sorumlular arasında teselsül hükümleri uygulanamaz. Davalılar ancak kusurları orunında sorumludurlar.Şu durumda, dosyaya alınan 27/09/2013 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu ve hüküm vermeye daha elverişli olduğu nazara alınarak davalıların yukarıda anılan ilke uyarınca belirlenen kusurları nispetinde sorumlu tutulması gerekirken tümünden sorumlu tutulmaları yerinde görülmemiş,açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.