MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/12/2010 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 11/10/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, iktidar partisi milletvekili olduğunu, üyesi bulunduğu partinin Anayasa değişikliği önerisini meclise sunduğunu, teklifin yasalaşma sürecinde ve sonraki "halk oylaması" aşamasında halkı "evet" oyu kullanmaya davet eden çalışmalar yaptığını, halk oylamasında evet oyunun daha fazla çıkması nedeniyle Anayasa değişikliği yapılması sonrasında, ... Genel Başkanı olan davalının 18/09/2010 tarihinde ....'da düzenlenen "Türkiye Nereye Gidiyor" konulu panelde ve buradaki konuşmalarının yinelendiği ve tartışıldığı 20/09/2010 tarihli .... Televizyonu'nda yayınlanan "Söz Sende" programındaki sözlerle, kendisi gibi "evet" oyu kullanan kesimi gaflet, delalet, hıyanet ve cahillikle itham ettiğini ve böylelikle kişilik hakkına saldırıldığını belirterek manevi tazminat istemiştir. Davalı taraf, sözlerin davacıya yönelik olmadığını, genel ifade açıklaması niteliğinde olan sözler nedeniyle "evet" oyu kullanıp kullanmadığını bilemeyeceği davacıya yönelik açıklamada bulunulmadığını, sözlerin tahkir amaçlı olmayıp, bilinçli olarak oy verenler dışında kalan kimselere yönelik olarak kullanıldığını, oyunu bilinçsiz olarak kullananların hatasının vurgulandığını, ortalama bir kişinin sözlerin muhatabının davacı olduğunu anlayamayacağını, sözlerin eleştiri sınırında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkeme, sözlerde davacının ismi geçmediği, sözlerin davacıya yönelik olduğu anlaşılamadığı ve davacıya yönelik bir ifade de bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Dosyadaki belgelerden davacının, Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulması teklifini meclise sunan, bu teklifin komisyon ve genel kurul aşamasında yasalaşması için ve halkın "halk oylaması" sırasında "evet" oyu vermesi için çalışmalar yapan, kampanya yürüten, bu bağlamda açık hava konuşmaları, radyo ve televizyon programları ile halkı "evet" oyu kullanmaya çağıran iktidar partisinin milletvekili olduğu anlaşılmaktadır. Davalının konuşmalarında geçen ve "evet" oyu veren %58'lik kesimin içinde davacının yer almadığını iddia etmek davacının üyesi olduğu partinin eylemleri ve davacının sıfatı ile bağdaşmaz. Şu durumda davalının sözlerinin, Anayasa değişikliği teklifini yapan, değişiklik için "evet" oyu kullanılması için kampanyalar düzenleyen partinin milletvekili olan davacıya yönelik olduğunun kabulü, sözlerin davacıya da matuf olduğu gözetilerek işin esasına girilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.