Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2133 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3539 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 06/06/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/04/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ...'ın tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, trafik kazasına dayalı haksız eylem nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.a)Davacılar, dava dilekçesinde ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olmalarına karşın, davacıların tümü için tek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.b)Taraflar arasındaki yapılan yargılamanın son oturumunda hüküm olarak “5.000 TL'lik maddi ve 5.000 TL'lik manevi tazminat davasının kabulüne, fazla talebin reddine” karar verilmişken, daha sonra yazılan gerekçeli kararda “ 5.000 TL'lik maddi ve 5.000 TL'lik manevi tazminat davasının kabulü ile 16.9.2004 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazla taleplerin reddine” öngörülmüş ve böylece kısa kararla gerekçeli karar arasında faiz uygulanıp uygulanmayacağı konusunda açık bir çelişki ortaya çıkmıştır.Böyle bir durumun bozma nedeni oluşturacağına ve bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceğine, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nca 10/04/1992 gün ve 7/4 sayıyla karar verilmiştir. Şu halde, yerel mahkemece yapılacak iş, önceki kısa kararla bağlı olmaksızın, kısa karara uygun olarak gerekçesini yeniden düzenlemek veya gerekçeye uygun nitelikte yeni bir kısa karar oluşturmak ve bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi gidermektir. Yerel mahkemece kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2-a,b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA; davalı ...'ın tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.