Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2129 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18643 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... Şti. aleyhine 04/11/2010 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; menfi tespit talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine dair verilen 21/06/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince;Davacı borçlu olmadığı halde icra dosyasındaki borçlu ile aralarındaki isim benzerliği nedeniyle evine hacze gelindiğini, aracına haciz konduğunu belirterek borçlu olmadığının tespiti ile davalının borcun % 40'ından az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiş ayrıca haksız haciz nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, davacı hakkında isim benzerliği yüzünden takip yapıldığını, asıl borçlunun isminin de ... olduğunu, bu durum öğrenildikten sonra işlem yapılmadığını beyan etmiştir.Mahkemece davacının borçlu olmadığının tespiti ile asıl alacağın % 40 tutarındaki kötü niyet tazminatının davacıya ödenmesine ve davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından taraflar arasında bir borç ilişkisinin bulunmadığı ancak icra dosyasındaki borçlu ile davacının isim ve soyisminin aynı olması nedeniyle davacının ....'de bulunan evine hacze gelindiği, aracının trafik kaydına haciz şerhi konduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, yapılan işlemin haksız haciz niteliğinde olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu olgular gözetilerek, davacı yararına uygun görülecek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken; talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.3-Davalının diğer temyiz itirazına gelince;Davalı, dava dışı şahıslar aleyhine ilamsız icra takibi yapmıştır.Davalı aleyhine başlatılmış bir takip yoktur. Davacının evine hacze gelinmesi ve araç kaydına haciz şerhi konması dolayısıyla davacı menfi tespit davası açmak zorunda kalmış ise de; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 72. maddesi uyarınca borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olması halinde borçlu lehine tazminata hükmedilebilecektir. Somut olayda ise, davacı davalı aleyhine takibe girişmediğinden ve davacının borçlu sıfatı bulunmadığından davacı lehine tazminatın koşulları oluşmamıştır. Açıklanan sebeplerle davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA; tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 11/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.