Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 210 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 417 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/12/2011NUMARASI : 2004/536-2011/693Davacı S.. K.. Başkanlığı vekili Avukat H. A. tarafından, davalılar M.. T.. vdl. aleyhine 22/04/2004 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kurum zararının tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, Kardiyoloji uzmanı olan davalıların hastaneyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak hastaları tıbbi kurallara ve gerçeklere aykırı olarak özel sağlık kuruluşlarına kroner anjiografi tetkiki için sevk ettiklerini ve bu şekilde anlaştıkları özel sağlık kuruluşları aracılığıyla haksız kazanç elde ettiklerini iddia ederek uğranılan kurum zararının davalılardan tazminini talep etmiştir.Davalılar, hasta sevk işlemlerinin tıbbi gerekler doğrultusunda yapıldığını, kurumun zarara uğratılmasının sözkonusu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Dosya kapsamından, davalıların davaya konu eylemi görev sırasında gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalılar yasalar kapsamında idarece kendilerine verilen bir hizmeti yürütürken sözkonusu eylem ve işlemleri gerçekleştirdiklerinden; açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddedilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasına girilerek hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 14/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.