Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20676 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2993 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 21/12/2009 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davalı ...'ın temyiz itirazı yönünden; dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, Olay Aktif Gazetesi'nin 04/05/2009 tarihli nüshasında yayınlanan ve davalı ... tarafından kaleme alınan "Doktorların Meşhur Bıçak Parası" başlıklı yazı ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu beyanla manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalılar, yazıda kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını, görünür gerçeğe uygun ve basın özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yazının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davaya konu haberin yayınlandığı tarihte yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesi hükmüne göre; basın yoluyla işlenen haksız eylemlerden dolayı istenen maddi ve manevi zararlardan eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi müştereken ve müteselsilen sorumludur. Yazı İşleri Müdürüne husumet yöneltilemez. Eldeki davada, haksız eylemin işlendiği gazete künyesindeki açıklamaya göre davalı ...'ın yazı işleri müdürü olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, adı geçen davalıya yukarıda sözü geçen maddeye göre husumet düşmeyeceğinden davanın bu davalı yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekirken, takdir edilen tazminattan sorumlu tutulmuş olması doğru görülmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekir. 2-Davalı ...'ın temyiz itirazı yönünden; Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda; yayın tarihi, dava konusu yazının mahalli gazetede yer almış olması, davacı hakkında yazıda ele alınan konuyla ilgili olarak önceden yapılmış bir şikayetin bulunması ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davalı ... yararına, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.