Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2031 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1376 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Hopa Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/10/2013NUMARASI : 2012/263-2013/220Davacı Hopa Orman İşletme Şefliği vekili Avukat E. K.. tarafından, davalı N.. A.. vdl aleyhine 24/12/2012 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımından reddine dair verilen 02/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, faiz alacağı talebine ilişkindir. Mahkemece; davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, orman yangını nedeniyle oluşan idare zararının tazmini için Hopa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/132 esas 2011/133 karar sayılı dosyasında, alacak ve alacakları için faiz talep ettikleri halde mahkemece sehven faize karar verilmediğini ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiğini belirterek faiz alacağına karar verilmesini istemiştir.Davalılardan N.. A.. süresinde cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur.Davalı H.. A..'ün dava tarihinden önce öldüğü anlaşıldığından mirasçıları davaya dahil edilmiş ve mirasçı-dahili davalılardan Y.. A.. dışındakiler süresinde zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme kararının gerekçesinde; ilk davada mahkeme hükmü kurulurken feri borç olan faiz borcu hakkında karar verilmediği, kararın usulüne uygun olarak davacı tarafa tebliğ edildiği, ancak mahkeme ilamı bu yönü ile temyiz edilmeksizin 05/11/2011 tarihinde kesinleştiği, böylece davacının feri alacağı talep etme hakkı son bulduğu belirtilmiş, akabinde mahkemeye işbu dava 24/12/2012 tarihinde yani asıl alacağın kesinleştiği tarih olan 05/11/2011 tarihinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra açıldığı, bu yönü ile davanın zamanaşımına uğradığı, kaldı ki zararın meydana geldiği tarihin 1998 yılı olduğundan sözedilerek 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği belirtilerek sonuçta davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.Eldeki dava haksız eyleme dayalı tazminatın daha önce hüküm altına alınmayan faiz alacağına ilişkin olup, bu nitelikteki davalar için yasa ile düzenleme altına alınmış bir hak düşürücü süre söz konusu değildir. Bu nedenle mahkemenin hak düşürücü süre yönünden davanın reddine ilişkin kararı yerinde olmamıştır. Mahkemece, bir kısım davalıların zamanaşımı def'inde bulundukları gözetilerek bu savunma doğrultusunda uyuşmazlığın incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, 10/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.