Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2026 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 437 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/06/2013NUMARASI : 2012/99-2013/403Davacı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı vekili Avukat İ.Ö..arafından, davalılar E.. Ç.. vdl. aleyhine 08/02/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 13/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Davacı, davalıların kusurlu davranışları ile icra takibinde alacaklı olan şirkete borçlu olmadıklarına dair bilgi yazısı nedeniyle icra takibine itiraz edildiğini, ancak itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduklarının anlaşıldığını ve haksız yere icra inkar tazminatı da ödenmek zorunda kalınarak, bu miktar kadar kurum zararına neden olduklarını belirterek bu zararın rücuen tahsilini istemiştir.Davalılar, zamanaşımı def'ini ileri sürmüş ve davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece; zamanaşımı dolduğundan davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında olay tarihinde bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 60/1. maddesine göre öngörülen zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halükarda 10 yıldır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72/1 maddesine göre de zamanaşımı süresi zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yıldır.Somut olayda; icra takibinde borca itiraza esas alınan davalıların cevap yazısı 13/06/2003 tarihlidir. Haksız eylemin bu tarihte meydana geldiği kabul edilse bile, itirazın iptali davalarının 2008 yılında sonuçlandığı 2009 tarihli onama kararlarının dosya arasında bulunduğu ve yine dosyaya sunulan Ziraat Bankasının 24/03/2011 tarihli makbuzundan da icra dosyasına ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Zamanaşımının başladığından bahsedebilmek için zararın ve failin bilinebilir olması gerekir. 2004 tarihli müfettiş raporu ve bakanın onay tarihi itibarıyla itirazın iptali davası derdest olup henüz zarar gerçekleşmemiştir. Şu halde, zararın ödeme tarihinde gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Ödemenin 24/03/2011 tarihli makbuzla yapıldığı anlaşılmaktadır. Şu halde; ödemenin yapıldığı 24/03/2011 tarihi ile eldeki davanın açıldığı 08/02/2012 tarihine kadar zamanaşımı süresi olan 1 yıl geçmemiştir. Mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 10/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.