Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2016 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3313 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar .... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/01/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının davacılardan ..., ... 'a yönelik tüm, davacı ...'e yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının davacı ...'e yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, hakaret ve yaralama nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur.Davacılar vekili, müvekkillerinin site yönetim kurulunda görev yaptığını, davalının site sakini olduğunu ve mimari projeye aykırılık nedeniyle belediyeye şikayette bulunduğunu, olay tarihinde müvekkillerinin site toplantısı sonrasında olay yerinde inceleme yaptığını, davalının aracını durdurarak müvekkillerine hakaret ettiğini ayrıca müvekkili ...'i darp ettiğini belirterek manevi zararlarının tazminini istemiştir.Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, olay günün de site yönetim kurulu toplantısı yapılıp, davacılar olay yerinde inceleme yapmakta iken, davalının arabası ile giderken davacı ...'in “sizin şikayetinizle uğraşıyoruz” demesi üzerine, davalının aracından inerek olay yerine gelip, davacı ...'e yumrukla vurmak suretiyle yaralanmasına sebebiyet verdiği, daha sonra davacılara hakarette bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu m.53) “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir” biçiminde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesinde ise “…Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dosya içeriğinden, dava konusu eylem ile ilgili Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/1397 esas, 2013/698 karar sayılı ilamı ile davalının davacı ...'e yönelik olarak hakaret ve basit yaralama suçundan cezalandırılıp hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden hukuk hakimi yönünden ortada bağlayıcı nitelikte bir ceza mahkemesi kararı bulunmamaktadır. Ayrıca dosya kapsamından davalının davacı ...' e elini kaldırmış ise de tokat vurduğu kanıtlanamadığı gibi yaralamaya ilişkin doktor raporu da yoktur. Bu nedenle davacı ... yararına yaralama nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir.Şu durumda davacı ... yararına sadece hakaret nedeniyle uygun tutarda bir manevi tazminat hükmedilmesi gerekirken hem yaralama hem de hakaret nedeniyle yüksek miktarda tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalının davacılardan ..., ... 'a yönelik tüm, ...'e yönelik diğer temyiz itirazlarının ise (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.