Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2007 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6934 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2010/7-2013/1121Davacı M.. C.. vekili Avukat Tuncay tarafından, davalılar B.K. Gazetesi imtiyaz sahibi E. Gazetecilik A.Ş. vd aleyhine 06/01/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı B. K. Gazetesi imtiyaz sahibi E. Gazetecilik A.Ş. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı B. K. Gazetesi imtiyaz sahibi E. Gazetecilik A.Ş.'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalı B. K. Gazetesi imtiyaz sahibi E. Gazetecilik A.Ş.'nin diğer temyiz itirazları yönünden,Dava; basın yolu ile kişilik haklarına haksız saldırı hukuksal nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı; yerel “B. K. Gazetesi'nin" 05/10/2006, 06/10/2006, 07/10/2006, 16/10/2006, 17/10/2006, 27/10/2006, 28/10/2006, 04/11/2006 ve 11/11/2006 tarihli nüshalarında davalılardan V.. Y.. tarafından yazılan yazılar ile kişilik haklarına haksız şekilde saldırıda bulunulduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılardan B. K. Gazetesi imtiyaz sahibi E. Gazetecilik A.Ş. davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu yazılardan “k.” başlıklı 06/10/2006 tarihli ve “10 Kasım'ı yok sayan başkan” başlıklı 11/11/2006 tarihli yazılarda geçen beyanların davacının kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Basın özgürlüğü, Anayasa'nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası'nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Davaya konu olayda; yazının yayınlandığı gazetenin mahalli basın kuruluşu olması, yazının içeriği, yazılış şekli ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat fazladır. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminat takdiri için kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı B. K. Gazetesi imtiyaz sahibi E. Gazetecilik A.Ş. yararına BOZULMASINA; B. K. Gazetesi imtiyaz sahibi E. Gazetecilik A.Ş.'nin öteki temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.