Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1945 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3401 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 20/11/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davacının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi zararların ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, hastanede hizmetli olarak çalıştığını, olay günü hastanenin çamaşır yıkama işini yapan davalı şirketten temizlenerek gelen çamaşırların davalı şoför tarafından kullanılan kamyondan asansör yardımı ile indirilmesini beklediğini, asansörün hidroliğinin boşalması nedeniyle çamaşırların bulunduğu yaklaşık 250 kg ağırlığındaki konteynırın bir tanesinin üzerine düşmesi sonucu omurga kemiğinde 2 adet kırık 2 adet de çatlak oluşacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, olay tarihinden itibaren yaklaşık 6 aydır raporlu olduğunu, felç riski ile karşı karşıya kaldığını belirterek, uğradığı manevi zararların giderilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olayın mahiyeti, davacı hakkında düzenlenen rapor içeriği göz önüne alınarak davacı yararına .. TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.818 sayılı .. 47. (6098 sayılı TBK’nın 56.) maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı ... gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olaya gelince; olayın meydana geliş biçimi, olay tarihi, davacının yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutar azdır. Yerel mahkemece daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.