Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1910 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2167 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiDavacı Tasfiye Halinde ...ı A.Ş. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 27/05/2003 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 01/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı banka, ... şubesinde Şube Müdürü,pazarlama yönetmeni ve şef olarak çalışan davalıların, dava dışı firmalara usulsüz kredi kullandırmaları nedeniyle ödenmeyen krediler sonucu oluşan zararın tazminini istemiştir. Davalı İrfan ... vekili müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalılar zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, Borçlar Kanununun 60/1 maddesince öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde davanın açılması gerektiği, banka disiplin kurulunun 19.05.2001 tarih 5-64 sayılı kararı ile davalılar hakkında hukuki yönden işlem yapılmasına olur verdiği, olur tarihi itibari ile zarar ve zarar verenlerin öğrenildiği, bu itibarla öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık sürenin geçtiği belirtilerek, bir kısım davalılar yönünden davanın zamanaşımından reddine,davalı.... yönünden kusuru bulunmadığı gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiştir. Davalılar, davacı bankada atama tasarrufu ile çalışan memurlardır. Memurların vermiş oldukları zarardan ötürü sorumluluklarında haksız eylem kuralları uygulanır. O halde bu davada B.K.nun 60. maddesinde sözü edilen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin gözetilmesi gerekir. Zamanaşımı zarara uğrayanın zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Tüzel kişiler ve özellikle kamu kurumunda zamanaşımı, o kurumun dava açmaya emir vermeye yetkili makamın öğrendiği tarihten başlar. Dosyadaki belgelerden, davalılarca usulsüz kredi kullandırma eyleminin 1998 yılında gerçekleştiği,15/03/2001 tarihinde müfettiş incelemesi yapılarak raporun düzenlendiği, bu raporun 19/05/2001 tarihli Yüksek Disiplin Kurulu toplantısında değerlendirilerek banka zararının kredi kullanan firmalardan tahsil edilememesi durumunda davalıların mali yönden sorumlu tutulmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak Yüksek Disiplin Kurulu bankanın hukuki yönden işlem yapmaya olur veren yetkili makamı olmadığı gibi Disiplin Kurulu kararının şarta bağlı olduğu, kredi kullanan firmalar aleyhine yapılan takiplerin aciz vesikasına bağlanması üzerine Banka Yönetim Kurulunca 26/05/2003 tarihinde davalılar hakkında mali sorumluluk davası açılmasına olur verildiği görülmektedir. Bu kapsamda zamanaşımına başlangıç olarak davacı bankada dava açmaya emir vermeye yetkili organ olan yönetim kurulunun olur verdiği "26.05.2003" tarihi esas alınmalıdır. Bu tarihten itibaren dava tarihi olan 27/05/2003 gününe kadar henüz bir yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken bir kısım davalılar yönünden davanın zamanaşımından reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA,bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 07/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.