Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1906 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3122 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/09/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı; davalının kasten yaralama eylemi nedeniyle yüzünde sabit iz kaldığını belirterek; maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı ise, davacının kendisine zorla bono imzalatmak istemesi nedeniyle elinde bulunan tornavida ile davacıyı yaralamak zorunda kaldığını beyanla, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek davacı lehine manevi tazminata hükmedilmiş, maddi tazminat istemi hakkında hüküm kurulmamıştır.1- Davacının temyiz istemi yönünden;Davacı dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere belirlenecek maddi tazminat ile sorumluluğun derecesi ve zararın kapsamı belli olduktan sonra açıklanacak manevi tazminat isteminde bulunmuş, dava değerini 3000 TL olarak göstermiş ve bu miktar üzerinden harç ödemiştir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesinin 1. fıkrasında belirsiz alacak davası; “davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” şeklinde düzenlenmiştir.Davanın dayanağı olan vakıaları anlatmak ve açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Yine yukarıda anılan kanunun 31. maddesiyle hakime davayı aydınlatma ödevi getirilmiştir. Şu durumda; “Hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”HMK’nın 119/1-ğ ve 119/2. maddeleri gereğince dava konusunun değeri ile ilgili dava dilekçesinin talep sonucu bölümünün açıklanması hususunda, mahkemece davacıya süre verilebilir.Eldeki dava dosyasında, mahkemece davacının maddi tazminat istemi açıklattırılmadan davanın sonuçlandırılarak, tazminat istemi hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmiş olması doğru değil ise de davacının maddi tazminat istemine yönelik temyizi bulunmadığından, manevi tazminat davasının da belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;a) Dosya kapsamından ve özellikle UYAP ortamından temin edilen, davalının yargılandığı ve mahkumiyetine yönelik Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/63-168 E/K sayılı ilamın bozulmasına ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 22/10/2015 tarih ve 2015/9007-29510 E/K sayılı kararından, ceza dosyası kapsamında davalının akıl sağlığının olmadığına yönelik raporların olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin bozma ilamında da bu duruma değinilerek davalının ilgili kuruma muayenesi sonucu akli durumu ve cezai ehliyeti hususunda rapor alınması gerektiği ifade edilmiştir.Şu durumda, ceza dosyasında alınacak raporun beklenmesi veya mahkemece bu hususta ayrıca rapor alınarak, davalının medeni hakları kullanma ehliyeti ve vesayet durumu ile davalının sorumluluğunun TBK'nun 65. (BK'nun 54) maddesi kapsamında değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.b) Ceza dosyası içeriğine göre, olay tarihinde tarafların aralarında çıkan tartışma sonucu, davalının elinde bulunan kesici-delici alet ile davacının yüzüne vurarak, .... Devlet Hastanesi'nin 19/02/2014 tarihli raporuna göre davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir ve yüzde sabit eser yönünden yeniden inceleme gerektirmeyecek şekilde yaralandığının tespit edildiği, .... Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin 21/04/2014 tarih ve 209 sayılı raporuna göre ise, yüzde sabit iz bırakacak şekilde yaralandığı belirtilmiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bozma ilamında, her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilerek mağdurdaki yaralanmanın niteliğinin yüzde sabit iz şeklinde olup olmadığının açıklığa kavuşturulması amacıyla .... Kurumundan rapor alınması gerektiği vurgulanmıştır.Bu nedenle ceza dosyasında alınacak Adli Tıp Kurumu raporunun beklenmesi veya mahkemece bu hususta ayrıca rapor alınarak, davacının yaralanmasının yüzde sabit iz bırakacak şekilde olup olmadığının tespit edilerek, davalının sorumluluğunun kapsamının değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a-b) gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.