Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1891 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3831 - Esas Yıl 2006





Davacı T. H. Bankası A.Ş. vekili Avukat tarafından, davalı SSK Ç. Sigorta Müdürlüğü aleyhine 22/03/2005 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/10/2005 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 20/02/2007 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı kurumun dava dışı belediye aleyhine takip yaptığı, belediyenin davacı bankadaki alacakları üzerine haciz konulduğunun 11/02/2005 günü davacı bankaya tebliğ edildiği, tebligat saatinin belirsiz olduğu, aynı gün saat 12:08 ve 12:11'de iki ayrı işlemle belediyenin bankadaki alacağının belediyeye ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı belediyenin kendisine bir alacağı bulunmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı ise, haciz bildirisine süresinde davacının cevap vermediğini, borcun zimmetinde sayıldığını savunmuştur. Mahkemece haciz bildirisinin davacıya tebliğ edildiği gün belediye tarafından banka hesabının sıfırlandığı, tebligattan sonra bu işlemlerin yapıldığı gerekçesiyle bankadan çekilen miktar ile davacının davalıya borçlu olduğuna karar verilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir. Haciz bildirisine ilişkin tebligatın davacıya hangi saatte tebliğ olunduğu belirsizdir. Aynı gün üç dakika ara ile ve iki ayrı işlemle takip borçlusu davacı bankadaki mevduat hesabını sıfırlamıştır. Bu işlemlerin saatine ve biçimine bakılarak tebligatın yapılmasından sonra olduklarının kabulü bir varsayımdır. Tebligatın bankadaki işlemlerden sonra yapılmış olması mümkün bulunduğu gibi, borçlu belediyenin tebligat çıkarıldığını tebligat yapılmasından önce başka bir şekilde öğrenerek mevduat hesabını sıfırlaması da olanaklıdır. Kesin bir belirleme olmaksızın varsayıma dayanılarak karar verilmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Şu durum karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; 20/02/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.